Earth Commission tarafından hazırlanan ve Nature‘da yayımlanan yeni bir araştırmada, 40 bilim insanı, gezegenimizin su mevcudiyeti, küresel sıcaklığı, besin döngüsü, ekosistem bakımı ve aerosol kirliliği konularında giderek büyüyen krizlerle karşı karşıya olduğu belirtildi. Bunların hepsinin yaşam destek sistemlerinin istikrarına yönelik tehditler oluşturduğu ve sosyal eşitliği daha da kötüleştirdiği aktarılıyor.
“Devrilme noktasına yaklaşıyoruz”
Araştırmanın başyazarlarından Prof. Johan Rockström şunları söyledi: “Bu, tüm insan-gezegen sisteminin disiplinler arası bir bilimsel değerlendirmesini yapma girişimidir ve karşı karşıya olduğumuz riskler göz önüne alındığında yapmamız gereken bir şeydir. Giderek devrilme noktalarına yaklaşıyoruz ve küresel ölçekte yaşam destek sistemlerinde giderek daha fazla kalıcı hasar görüyoruz.”
Çalışma, gezegen için insan vücudunun yaşamsal belirtileriyle karşılaştırılabilecek bir dizi “güvenli ve adil” ölçüt ortaya koyuyor. Nabız, sıcaklık ve kan basıncı yerine su akışı, fosfor kullanımı ve arazi dönüşümü gibi göstergelere bakılıyor.
Pek çok alanda eşikler aşıldı
Bunu başarmak için “güvenli ve adil” sınır, dünyanın yüzde 50 ila 60’ının ağırlıklı olarak doğal ekosistemlere ev sahipliği yapması. Ancak gerçek şu ki, gezegenin yalnızca yüzde 45 ila 50’si bozulmamış bir ekosisteme sahip.
Çalışma yüzey sularına da odaklanıyor. Belirtilenlere göre herhangi bir havza alanında nehir ve akarsu akışının yüzde 20‘sinden fazlasının engellenmemesi gerekiyor. Ancak bu oran günümüzde yüzde 34 gibi endişe verici bir seviyede. Bu durum su kalitesinin düşmesine ve tatlı su türleri için habitat kaybına yol açmakta. Bununla birlikte dünyadaki nehir havzalarının yüzde 47’si endişe verici bir hızla tükendiğinin altı çiziliyor.
Besin döngüleri başlığı altında ise azot ve fosfor kullanımı inceleniyor. Bu bileşenlerin kullanımının (özellikte tarım alanında) toprakta tahribata ve yer altı sularının kirlenmesine neden olduğundan söz ediliyor. Rapora göre burada kilit nokta küresel eşitlik. Yoksul ülkelerin daha fazla gübreye ihtiyacı varken, zengin ülkelerin gübre fazlasını azaltması gerekiyor
Zaman azalıyor
Çalışmanın yazarları teşhisin acımasız olduğunu ancak bir tedavi için zamanın tükenmekte olduğunu söylüyorlar. Bir diğer Earth Commission eş başkanı ve çalışmanın baş yazarı Prof. Johan Rockström, “Bulgularımız oldukça endişe verici. Analiz edilen 5 temel alanda, küresel ve yerel ölçekte birçok sınır zaten aşıldı. Bu, zamanında bir dönüşüm gerçekleşmediği takdirde geri dönüşü olmayan aşım noktalarının ve insan refahı üzerindeki yaygın etkilerin kaçınılmaz olacağı anlamına geliyor.” Raporda hükümetlerin, düzenleyici kuruluşların ve şirketlerin olduğu kadar insanların da ellerini taşın altına sokması gerektiği ifade ediliyor.