Ada ülkesi Yeni Zelanda, içmeyen bir nesil yetiştirmeyi hedefi doğrultusunda 1 Ocak 2009 ve sonrasında doğanlara sigara satışı ömür boyu yasaklama kararı aldı.
14 yaş ve altındakilerin yasal olarak sigara satın almasını engellemek üzere, gelecek nesiller için sigarayı yasaklayan düzenleme, dünyada bir ilk olarak biliniyordu.
Ülkede göreve gelen yeni hükümet, 2022’de kabul edilen düzenlemeden vazgeçmeye karar verdi.
Gelecek nesillere sigara içme yasağında geri adım
Hükümet, indirimlerinin ödenmesine yardımcı olmak amacıyla ülkenin gelecek nesiller için sigara içmeyi yasaklayan dünya çapında önde gelen yasayı iptal edecek.
Düzenleme, sigara içmeyi “daha az uygun fiyatlı ve erişilebilir” hale getirmek için bir dizi başka önlem de içeriyordu.
Düzenlemede dikkat çeken ayrıntılar
Tütün ürünlerindeki yasal nikotin miktarının önemli ölçüde azaltılması, bunların yalnızca özel tütün mağazalarında satışına izin verilmesi ve ülke çapında yasal olarak sigara satılmasına izin verilen mağaza sayısının 6 binden 600’e indirilmesi de buna dahildi.
Uygulamanın, Temmuz 2024’ten itibaren uygulamaya hayata geçirilmesi gerekiyordu. Ancak yeni koalisyon anlaşmasının bir parçası olarak değişikliklerin yürürlükten kaldırılmasına karar verildi.
Vergi indirimlerini finanse edecekler
Yeni Maliye Bakanı Nicola Willis, önlemlerin Mart 2024’ten önce kaldırılacağını söyledi. Sigara satışlarından elde edilen gelir vergi indirimlerini finanse edecek.
“Orada yaklaşık 1 milyar dolar var”
Willis, şu açıklamayı yaptı:
Vergi indirimini finanse etmemize yardımcı olacak ilave gelir kaynaklarına ve diğer tasarruf araçlarına bakarsak, orada yaklaşık 1 milyar dolar var.
Başbakan Luxon: Gizli tütün pazarını önleyeceğiz
Başbakan Christopher Luxon, bu durumun tersine çevrilmesinin “gizli tütün pazarının” ortaya çıkmasını önleyeceğini ve mağazaların suçun hedefi olmasının önüne geçeceğini anlattı.
Uzmanların endişesi: Yılda 5 bin kişi ölebilir
The Guardian’ın aktardığına göre, halk sağlığı uzmanları ise sigara yasağı düzenlemesinin tersine çevrilmesi karşısında “şoke” olduklarını ifade ederek bunun yılda 5 bin kişinin hayatına mal olabileceği uyarısında bulunuyor.