Daha önce kendilerine salon verilmediğini, otoparklarda toplandığını söyleyen Akşener, “Türkiye’nin o kadim devlet anlayışının yok edildiği, kerim devlet anlayışının ise tamamen ortadan kalktığı bir ucube sistemle karşı karşıya kaldık. O beraber çalıştığımız 2017, bugün karşınızda olmamı sağlayan dönemdir. 43 il gezmişim, o illerin çoğunda salon bulamadık” dedi.
‘Mayıslar bizim’
Akşener, şöyle devam etti: “Bir seçim ilanı yapıldı, sözel olarak yapıldı. Resmisi olur mu bilemem… Diyor ki; ‘73 yıl sonra bu zihniyetten kurtulacağız.’ İnsan 100 sayfa tarih okur be. Yıl 1946 Demokrat Parti seçime girer, o seçim de açık oy gizli tasniftir. Buna rağmen Demokrat Parti, Meclis’te grup kurar. Sonra 1947’de kongrede bir karar alır. Bir Hürriyet Misakı yayınlarlar. Derler ki; ‘Cumhurbaşkanı var olan partinin genel başkanı olamaz. Demokratik seçimlerde açık oy gizli tasnif olamaz. Ya bunu düzelteceksiniz ya da biz sine-i millete döneceğiz.’ Celal Bayar ve İnönü bir araya gelirler. İkisi yakın arkadaştır. İnönü der ki ‘Celal Bey, anayasa değişikliği şu anda çok zor. Ben partinin tüzüğünü değiştireyim, Meclis’in iç tüzüğünü değiştirelim, sonra anayasayı değiştiririz.’ İnönü partiden ayrılır, sadece cumhurbaşkanı olur. İlerleyen süreçte Demokrat Parti tek başına iktidar olur. Siyasi tarihini bilmeyen muhteremler övüne övüne bugün 73 yıl sonrasını kendiniz yaşatıyorsunuz. Biz onu değiştireceğiz. O yüzden diyoruz ki, mayıslar bizimdir.”
İsveç’te Kuran’ın yakılmasına da tepki gösteren Akşener, “İsveç’te kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’i yakmaya çalıştı bir grup vandal. Bununla ilgili her türlü tedbiri bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve Kabinesi almak zorundadır. Bunun bedelini İsveç hükümeti ödemelidir” dedi.