Trabzonspor ile İsviçre ekibi Basel, Türkiye’yi yasa boğan ve dünyanın birçok ülkesinden yardıma koştuğu Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşanan can kayıplarının hüznüyle 16 Şubat akşamı sahaya çıktı. Siyah forma ve tişörtlerin giyildiği, ezeli rakip taraftarlarının da tribünleri depremzedeler için doldurduğu, birbiriyle kucaklaşıp, farklı renklerdeki takım bayraklarını dalgalandırdığı müsabaka, sportif centilmenliğin en güzel örneklerinden birisi olarak adını tarihe yazdırdı. UEFA ve dünyanın takip ettiği, spor camiasının depremzedeler için tek yürek olduğu maç öncesinde tribünde açılan ‘Vira’ taraftar grubunun koreografisi ise dünya gündemine oturdu.
İzleyicileri hüzünlendiren koreografide; Yunanistan’dan gelen arama kurtarma ekibinin kucağında taşıdığı bir bebek, kurtarma ekibinin kaskında Türkiye’ye yardım eden ülkelerin bayrakları, Meksika ordusunun enkazdan 3 kişiyi kurtaran ve Adıyaman’da operasyonda hayatını kaybeden köpeği Proteo, enkaz altında yaşam arayan iş makineleri ve enkazdan yükselen bir elin tuttuğu Türk bayrağı yer aldı. Umut, acı, yalnızlık, yardımlaşma, birlik, beraberlik, şükran gibi kavram ve duyguları koreografilerinde bir araya getiren ‘Vira’ grubunun çalışması, izleyicilerin yanında ekran başında milyonlarca kişiyi de duygulandırdı.
KOREOGRAFİNİN HAZIRLANIŞ HİKAYESİNİ ANLATTILAR
Depremden sonra Hatay’a giderek afetzedelere yardım eden, döndükten sonra 2 gün içinde zorlu şartlarda çalışmalarını bitirip Türkiye’nin sesini dünyaya duyuran, tek yürek olmayı tek resimde birleştirmeyi başaran ekip Demirören Haber Ajansı’na (DHA) koreografinin hazırlanış hikayesini anlattı. Yürekleri titreten koreografinin mimarlarından Savaş Özlü, ‘Vira’ grubunun 2011 yılında kurulduğunu ve taraftarlığın ötesinde bir misyonları olduğunu söyledi. Özlü, “Biz sadece Trabzonspor’un peşinden koşan bir taraftar grubu değil işin sosyal boyutuna da sahip çıkan bir taraftar grubuyuz. Grup olarak 5 bine yakın üyemiz var, aktif olarak Trabzon’da 750 kişiyiz. Türkiye’nin hareketli ilk koreografisini de biz yapmıştık. Bu koreografide diğerlerinden farklı bir durum oldu” dedi.
“TÜRKİYE’NİN TEŞEKKÜRÜNÜ İLETTİK”
Koreografinin hazırlığında 650 metrekare bez kullandıklarını, kar yağışı ve rüzgarın hazırlıklara engel olduğunu anlatan Özlü, “Bezi ağlarla monte ettik. Hava şartlarını hesaplayamadık. Deprem koreografisini hava şartlarından dolayı son 2 saate kadar iptal etmeyi bile düşünmüştük. Risk aldık, inandık ve başardık. Bütün dünyaya güzel bir mesaj verdik, Türkiye’nin teşekkürünü ilettik. İnşallah ülkemizde böyle bir afetin, bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz. Bütün dünyaya yanımızda oldukları için teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
“PROTEO SİMGEMİZ OLDU”
Özlü, Meksika ordusunun kurtarma köpeği Proteo’un koreografinin sembolü olduğunu söyleyerek, “Proteo, koreografinin simgesi oldu. Ona ve ülkesine bu şekilde teşekkür etmiş olduk. Koreografide eksik yanımız vardı, bunu Proteo ile tamamladık. Orada olması bizim için gurur verici bir şey. Deprem bölgesinde enkazdan 3 kişiyi canlı çıkardı. Çok farklı bir duygu bizim için. Bu anlamda Meksika halkına teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“BAYRAKLARI UNUTMAMIZ KASITLI DEĞİL”
Koreografiyi hazırlayanlardan Muhammet Onur Yazıcı da deprem koreografinin oluşumunda fikirsel olarak birkaç saat içerisinde uzlaşarak hazırlıklara başladıklarını söyledi. Koreografide her detayı işlemek istediklerini ancak kısıtlı zamanda hazırları için bazı ülke bayraklarını unuttuklarını belirten Yazıcı, “Tüm dünyaya iyi bir mesaj verip teşekkür edelim istedik. Kısıtlı zamanda en detaylı şekilde tasarlayıp geliştirdik. Bazı bayrakları unutmamızda kasıtlı bir şey olması söz konusu değil. Süre çok kısıtlı olduğu için çok acele ettik. Bazı ülke bayraklarını istemsizce unuttuk. Herhangi bir art niyet taşımıyor” şeklinde konuştu.
“BAYRAĞINI UNUTTUĞUMUZ ÜLKELERDEN ÖZÜR DİLEDİK”
Koreografide yer vermeyi unuttukları ülkelerden özür dilediklerini açıklayan Yazıcı, “Ülkemize yardım getiren, destek olan, orada bir can kurtaran herkese minnettarız. Grup olarak bu olay için özür mesajı yayınladık. Koreografiyi izleyip kendi bayraklarını göremeyenlerden özür diledik. İsrail Büyükelçiliği’nin özrümüze cevap vereceğini düşünmüyorduk. En azından bizim duygumuza, samimiyetimize inandılar. Karşılıklı olarak da görüştük. Biz onlara anlayışları için, onlar bize yaptığımız açıklamadan dolayı teşekkür etti. Ortada bir sorun yok” ifadelerinde bulundu.
“İPLERİ MAKARAYA ÇEKERKEN AĞLADIK”
Hatay’dan döndükleri için yorgun olduklarını, kısa sürede ve olumsuz hava şartlarında koreografiyi hazırladıklarını ifade eden Murat Can Durna, şu ifadeleri kullandı:
“Maneviyat yüklü bir koreografi yapmaya çalıştık. Bez 100 kiloydu, gerdiğimiz ağların ağırlığı, demir profilin ağırlığı vardı. Kar yağışı ve fırtınada ipin makaralara geçme sürecinde vinç de zorluk çıkardı. İşin başından sonuna kadar 6 kişiydik. Çok fazla insan gücüne ihtiyacımız olunca sayımız arttı. 6 kişiyle yapılmazdı bundan öncekilerde hiç yapmamıştık. Bunu çok duygu besleyerek, minnet borcumuz olduğu için yaparken hiç kimse gocunmadı. Sonucun bu kadar güzel olacağını ben de beklemiyordum. Amacımız bir görsel hazırlayıp orada yaşananları insanlara ifade etmekti. 650 metrekarelik bir görselle 10 günlük deprem sürecini anlattık. Karşıya çok iyi duygu geçirdik. Jenerik müziğine kadar çok iyiydi. Koreografinin iplerini makaraya çekerken biz bile ağladık. Baştan sona tamamen duygusaldı. Bir şekilde minnet borcumuzu ödemiş olduk.”
“STATTA FENERBAHÇE BAYRAĞI SALLADIM”
Hatay’dan döndükten sonra mental olarak zorlandığını kaydeden ve Trabzonspor-Basel maçında Trabzonspor taraftarı olarak Fenerbahçe bayrağı salladığını aktaran Sefa Atasoy ise, “Normalde bu şekilde doğru karşılanmayan şeyler o gün çok normaldi. Bu birlik beraberlik benim için çok anlamlıydı. Statta Fenerbahçe bayrağı sallıyordum. Benim için çok güzel bir andı. Bu birlik ve beraberliğin ülkem adına devam etmesini diliyorum. İnşallah en kısa zamanda yaralarımızı hep birlikte saracağız” dedi.