Bu sene 80. yaşını kutlayan Venedik Film Festivali’nin programı Berlin ve Cannes’ı kıskandıracak kadar güçlüydü. Michael Mann’ın “Ferrari”si, Bradley Cooper’ın “Maestro”su, Sofia Coppola’nın “Priscilla”sı ve David Fincher’ın “The Killer”ı gibi sinemaseverlerin merakla beklediği birçok yapım prömiyerini Venedik’te gerçekleştirdi. Protesto da eksik olmadı. Geçmişlerinde cinsel suçlar olan Roman Polanski ile Woody Allen’ın yeni filmlerinin Venedik’te gösterilmesi tepkiyle karşılansa da yarışma heyecanı ve festivaldeki güçlü filmlerin coşkusu önplandaydı.
80. Venedik Film Festivali cumartesi akşamı düzenlenen ödül töreni ile sona erdi. Başkanlığını Damien Chazelle’in yaptığı jüri Altın Aslan’ı, Yorgos Lanthimos’un festival süresince favori gösterilen filmi “Poor Things”e verdi. Chazelle kendi filmi “Babylon” için Emma Stone ile çalışmak istemiş ama Stone o sıralarda “Poor Things” için anlaştığı için Chazelle’in filminde rol alamamış, onun yerine Margot Robbie geçmişti. Chazelle’in jüri başkanlığından “Poor Things”e en büyük ödülün çıkması, bu açıdan ilginç bir tesadüf oldu.
Alasdair Gray’in 1992 tarihli aynı adlı romanına dayanan (2012’de “Zavallılar” adıyla Sel Yayıncılık tarafından bizde de yayımlanmıştı) “Poor Things”, Frankenstein mitini modernize eden bir hikâyeye sahip. Başkahraman yine bir ‘yaratılmış varlık’ ama bir kadın bu sefer. Bir cerrah, intihar eden hamile bir kadının beynine bebeğinin beynini yerleştiriyor ve böylece Bella’yı yaratıyor. Film, Bella’nın hayatı bir kadın olarak keşfetme ve yaşama süreci üzerine kurulu. “Poor Things”in ödüllendirilmesinde feminist söyleminin etkin olduğu aşikâr. Zaten Lanthimos da “Emma Stone bu filme çok emek verdi ve sevgisini kattı. Bence arketip figürler, izleyicinin başka türlü kabul edemeyecekleri şeyleri kabullenmeleri için hikâye anlatımında harika araçlar” demişti basın toplantısında.
Lanthimos, Stone ile “The Favourite/Sarayın Gözdesi”nde de çalışmış ve genç oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinde adaylık almıştı. “Poor Things”in ise önümüzdeki sene Oscar yarışının en güçlü adaylarından biri olacağı ve Emma Stone’un En İyi Kadın Oyuncu dalında ödül alma ihtimalinin yüksek olduğu konuşuluyor.
Vampir Pinochet
Festivalde en çok konuşulan yapımlardan biri de Pablo Larrain’in “El Conde” filmiydi. Larrain yeni filminde Şilili diktatör Augusto Pinochet’yi 250 yaşında bir vampir olarak resmetti. Yaşarken adaletle yüzleşmemiş bir diktatörün gerçek doğasını göstermek için filmde hiciv ve siyasi komedi dilini kullanan Larrain’in; kötülerin ve kötü fikirlerin yaşamaya, mutasyona uğramaya ve yok edildikten yıllar sonra bile toplumlara tekrar tekrar bulaşmaya yatkın olduğuna dair uyarıları Venedik’te En İyi Senaryo Ödülü’ne layık görüldü. Önceki filmi “Drive My Car” ile neredeyse almadık ödül bırakmayan Ryusuke Hamaguchi yeni filmi “Evil Does Not Exist” ile Jüri Büyük Ödülü’nü kazanırken Sofia Coppola’nın çok beğenilen filmi “Priscilla”da Elvis Presley’in eski eşi Priscilla Presley’i canlandıran genç oyuncu Cailee Spaeny de En İyi Kadın Oyuncu seçildi.
Bu sene Orizzonti (Ufuklar) Bölümü’nde iki filmimiz yarıştı: Selman Nacar’ın yeni filmi “Tereddüt Çizgisi” ve Nehir Tuna’nın ilk uzun metrajı “Yurt”. Bu bölümden ödülsüz dönseler de “Yurt”, İtalyan bağımsız film eleştirmenleri tarafından verilen Bisato d’Oro En İyi Senaryo Ödülü’ne layık görüldü.
Venedik’ten ödülle döndüler
En İyi Film: “Poor Things” (Yorgos Lanthimos)
Jüri Büyük Ödülü: “Aku wa sonzai shinai/Evil Does Not Exist” (Ryusuke Hamaguchi)
En İyi Yönetmen: Matteo Garrone (“Io Capitano”)
En İyi Senaryo: Pablo Larrain, Guillermo Calderón (“El Conde”)
En İyi Kadın Oyuncu: Cailee Spaeny (“Priscilla”)
En İyi Erkek Oyuncu: Peter Sarsgaard (“Memory”)
Marcello Mastroianni Ödülü En İyi Genç Oyuncu: Seydou Sarr (“Io Capitano”)
Jüri Özel Ödülü: “Zielona Granica/Green Border” (Agnieszka Holland)
Orizzonti Bölümü’nde En İyi Film: “Magyarázat mindenre/Explanation for Everything” (Gábor Reisz)
Geleceğin Aslanı Ödülü: “Ai shi yi ba qiang/Love is a Gun” (Lee Hong-Chi)