Kaza, 12 Nisan 2022 tarihinde Batıkent Mahallesi’nde meydana geldi. Lise son sınıf öğrencileri Ezgi Alya Yiğit ve Şimal Toprak, birlikte bindikleri skuterle evlerine giderken, ehliyetsiz sürücü Osman S. yönetimindeki 27 SR 997 plakalı otomobil çarptı. Yaralanan iki arkadaştan Ezgi Alya Yiğit, tedaviye alındığı hastanede doktorların çabasına karşın kurtarılamadı. Şimal Toprak ise sağlığına kavuşarak taburcu oldu. Kazanın ardından gözaltına alınan, sorgusunda skuter ile öğrencilerin aracına çarptığını öne süren ehliyetsiz sürücü Osman S., tutuklandı. Bilirkişi raporuyla Asliye Ceza Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonrası Osman S.’nin 1 ay sonra tahliyesine karar verildi.
EZGİ KUSURLU SAYILMIŞTI
Cumhuriyet savcılığının yürüttüğü soruşturmanın ardından iddianame hazırlandı. Osman S.’nin ‘Taksirle ölüm ve yaralanmaya neden olma’ suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapsinin istendiği iddianame, Gaziantep Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede yer verilen kaza tespit tutanağında sürücünün kavşak ve yaya geçidinin bulunduğu bölgelerde hızını yavaşlatmadığı için ‘tali’ kusurlu olduğu belirtilirken, hayatını kaybeden skuter sürücüsü Ezgi’nin ise ‘Trafik ışıklı işaret cihazı ve levhası bulunmayan kavşaklardan bölünmüş yola çıkan sürücülerin bu yoldan geçen araçlara ilk geçiş hakkını vermemek’ kuralını ihlal etmesinden dolayı ‘asli’ kusurlu olduğu belirtildi. İddianamede ayrıca Karayolları Trafik Kanunu’na atıfta bulunulan bilirkişi raporunda da otomobil sürücüsünün kazada ihlal ve ihmali olduğu, skuter sürücüsünün ise ağır ihmal ve ihlalde bulunduğu kaydedildi.
İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI
Ehliyetsiz sürücünün bir ay tutukluluğunun ardından tahliye edilmesi Yiğit ailesinin acısını daha da katladı. Ezgi Yiğit’in ablası Elif Kayra Yiğit, kazanın hemen ardından mücadeleye başladıklarını ve acılarını dahi yaşayamadıklarını söyledi. İlk günden bu yana kapı kapı dolaşarak, kamera kaydı ve görgü tanığı aradıklarını anlatan Yiğit, gerek fiili olarak gerekse sosyal medyadan büyük bir kampanya yürüttükleri vurguladı.
Elif Kayra Yiğit, sosyal medyada başlattığı kampanyada, Osman S:’nin kardeşini hayattan kopardığını vurgulayarak, “Kardeşim hayatta değil ama bu ehliyetsiz sürücü dışarıda dolaşıyor. Yargılama hala devam ediyor ama Osman S. tutuksuz. Gaziantep’in en işlek caddelerinden birinin mobese görüntülerine ulaşılamıyor? Bu görüntüler nerede? Tutukluluk talebi çıkmasına rağmen ertesi gün tahliye edildi. Benim kardeşim henüz 17 yaşındaydı. Kardeşimi bizden koparıp soğuk toprağa veren bu katilin tutuklanması için son nefesime kadar çabalamaya devam edeceğim. Benim kardeşimin canı bu kadar mı ucuz? Bir insanın hayatı bu kadar mı ucuz? Adalet bir gün herkese lazım olacak. Umarız o gün kimse için geç olmaz. Çünkü biz kendi canımızı kaybettik. Başka canlar yanmasın diye biz bir çaba içerisindeyiz. Herkesten duyarlılık bekliyoruz” ifadeleriyle destek istiyor. Elif Yiğit tarafından başlatılan imza kampanyasına şu ana kadar 21 bin 508 kişi imza vererek destek oldu.
‘MUTLAKA CEZA ALSIN’
Kardeşinin ölümüne yol açan sürücünün serbest bırakılmasının doğru olmadığını ve cezalandırılması için mücadele ettiğini anlatan Elif Kara Yiğit, şu ifadeleri kullandı:
“Kardeşim için bir imza kampanyasını gündeme getirdik. Herkesin bize elinden geldiğince destek olmasını istiyoruz. Biz adalet aramaktan kardeşimizin acısını yaşayamadık. Kazadan hemen sonra adalet arayışımıza başladık ve 1 yıldan uzun süre oldu hala devam ediyoruz. Biz kapı kapı dolaşıp kamera görüntülerini arıyoruz. Daire daire dolaşarak görgü tanığı var mıdır diye küçükte olsa bir şey arıyoruz. Biz bile bunu yaparken, yetkililer tarafında neden bir delil bulunmaya çalışılmıyor? Olayın olduğu yer çok işlek bir yer. Hiçbir şekilde kamera kaydı bulunamadı deniliyor. Dolaşırken elinde görüntü olan insanlarla da karşılaştık ama daha sonra bizimle iletişime geçmiyorlar. Bizim tek isteğimiz görüntüler ortaya çıksın ne ise biz de bilelim sonucu sadece bunu istiyoruz. Kardeşim üniversiteye dahi gidemezken bunu yapan insan, ödül verilir gibi şehir değiştirip, üniversiteye gidebiliyor. Biz kardeşimizi kaybetmişiz, bu cinayete neden olan kişi üniversiteye gidebiliyor. Elinde en ufak bir fotoğraf dahi olan bir kişi var ise lütfen bizimle iletişime geçsin. Biz aile olarak sadece suçlunun ceza almasını istiyoruz.”
‘VERİLERİN KURTARILMASINA YÖNELİK TALEBİMİZ OLACAK’
Yiğit ailesinin avukatı Ahmet Ergin Sözen, bir sonraki duruşmada mahkemenin dosyayı Adli Tıp Kurumu’na göndermesini beklediklerini ifade ederek, dosyadaki bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığını söyledi. Olayın olduğu bölgede görüntü olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu kaydeden Sözen, sonraki duruşmada dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesini, verilerin kurtarılmasına yönelik yeni bir çalışma yapılmasını, emniyet ya da dışarıdan gelecek uzmanlar ile tek tek bütün binaların ve iş yerlerinin gezilmesini, kişilerin ellerinde görüntüler var ise toplanmasını isteyeceklerini söyledi. Sözen, “Gelinen aşamada kazanın olduğu ana dair herhangi bir kamera görüntüsü ortaya çıkmadı. Biz soruşturmanın ilk anından itibaren kamera görüntülerinin incelenmesini istiyoruz. Özellikle veri kurtarma konusunda taleplerimiz oluyor. Kolluk kuvvetlerinin veri uzmanları ve emniyet ekiplerinin de bu konuda yetkin çalışmalarının olduğunu biliyoruz. Kazanın olduğu yer Gaziantep’in en işlek yerlerinden birisi. Kazadan hemen sonra ve yaşanan bu durumdan dolayı oralara ek trafik ışıkları konuldu. O bölgede yine 20’nin üzerinde iş yeri mevcut. Birçok bina ve apartman var. Görgü tanığının olmaması mümkün değil. Görgü tanıkları bu anlamda görüşmek istemiyorlar. Tabi biz bunu hukuki olarak mahkemeden de talep edeceğiz” dedi.
‘SON NEFESİME KADAR MÜCADE EDECEĞİM’
Ezgi Yiğit’in babası Mehmet Yiğit ise son nefesine kadar hukuk içerisinde mücadele edeceklerini belirterek, “Bu dosyada gördük ki devletin kurumları kör, sağır ve dilsizler. Kameralar dahi kör oldu. Biz insanları görgü tanıklığına dahi götüremedik. Ya insanlar çekiniyor ya da biz öyle hissediyoruz. Bu normal bir kaza değildi. Bizim ciğerimiz koptu. Zaman her şeyin ilacı diyorlar ama bizde öyle olmadı. Biz acıları içimize hapsedip yaşamayı öğreniyoruz. Kızım çok başarılı bir çocuktu. Bir sürü birincilikleri ve dereceleri var. Son sınavında 120 sorudan 108 net bırakmıştı. Bizim için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Biz bunu biliyoruz. Ancak biz en azından adaletin yanımızda olduğunu hissetmek istiyoruz. Böyle olursa acımız hafiflemez ama bir nebze de olsa vicdanımız rahatlar. Bu acı bizimle birlikte artık toprağa kadar gidecek. Son nefesime kadar mücadele etmeye devam edeceğim. Yasal olarak geri adım atmayacağız kızımın canının bir bedeli yoktur” diye konuştu.
‘DOĞUM GÜNÜNDE GÜZEL HABER VERMEK İSTİYORUM’
Ezgi Yiğit’in annesi Emine Gülay ise bir sonraki duruşmadan 4 gün sonra kızının doğum günü olduğunu söyleyerek, tek dileğinin kızına bu defa güzel bir haber vermek olduğunu söyledi. Emine Gülay Yiğit, kazadan önceki kızı ile olan görüşmesini gözyaşları içerisinde anlatarak, “Benim tek dileğim kamera görüntülerinin getirilmesi. Eğer gerçekten Ezgi haksız ise o da çıksın. İçim rahat etsin istiyorum. Ortada bir görüntü yokken kızım Ezgi nasıl suçlu görülüyor onu anlamıyorum. Mahkemeden 4 gün sonra kızımın doğum günü. Tek dileğim bu defa ona gittiğimde güzel bir haber vermek. Gerçekten dayanmak çok zor. Kazadan önceki akşam içimde hep bir sıkıntı vardı. Kızım bana ev işlerinde gece yardım etmişti. Benim rahatsızlığım nedeniyle yorulmamı istemedi. O akşam görememiştim sonrasında sabahta göremedim zaten olay oldu. Keşke diyorum görebilseydim. Hala inanamıyorum çok zor bir durum. Benim tek dileğim o kişinin cezasını çekmesidir. Benim kızımda araba kullanmak istiyordu çok ta istiyordu ama biz yaşı tutmadığı için asla izin vermedik. Böyle çocuklara neden araba veriliyor anlamıyorum. Ezgi ile birlikte olan arkadaşı Şimal. Ezgi ile beraber sağa sola bakarak temkinli olduklarını da söylüyor zaten. O kişi de mahkemede araba ile gelirken kızımı gördüğünü zaten söylüyor. Bu kişi cezasını çekmelidir. Benim kızım okul birincisi olmasına rağmen üniversiteye gidemedi” ifadelerini kullandı.