Teniste sezonun son grand slam turnuvası olan ABD Açık’ta heyecan yarın başlıyor. 142 yıllık tarihiyle kortların en köklü organizasyonlardan olan ve New York’ta düzenlenen tenis şöleni, bir kez daha iki hafta süreyle dünyadaki tüm tenisseverlerin gözlerini çevireceği bir çekişmeye sahne olacak.
Tenisin efsane isimleri arasında yer alan Amerikalı eski tenisçi John McEnroe, dev turnuva öncesinde Milliyet’in sorularını yanıtladı. 7’si teklerde, 9’u çiftlerde olmak üzere toplamda 16 grand slam şampiyonluğunun yanı sıra tenis tarihinde hem teklerde hem de çiftlerde aynı anda dünya 1 numarası olan tek erkek oyuncu olan 64 yaşındaki isim, turnuvaya damga vurması beklenen Djokovic-Alcaraz rekabeti ve Türk tenisiyle ilgili düşüncelerini paylaştı.
Wimbledon finali geçtiğimiz aylarda bu iki oyuncu arasında tarihi bir mücadeleye sahne olmuş, yirmi yaşındaki İspanyol raket kendisinden on altı yaş büyük Sırp rakibini mağlup ederek kariyerinin ikinci büyük kupasını havaya kaldırmıştı. Djokovic bu yenilginin rövanşını geçen haftaki Cincinnati Masters’ta aldı. Amerika’daki turnuvanın finalinde yine unutulmaz bir rekabet yaşanırken, deneyimli isim kazandığı kupayla bu organizasyonun gelmiş geçmiş en yaşlı şampiyonu unvanını elde etti.
Şimdi gözler bunun da rövanşını teşkil edecek Amerika Açık’a çevrildi… Günümüzün önde gelen tenis yorumcularından olan John McEnroe bu konudaki yaygın bekleyişi şöyle anlatıyor:
“Alcaraz son zamanlarda harika işlere imza atıyor. Djokovic, Nadal, Federer gibi isimlerden bahseder gibi bahsediyoruz artık kendisinden. Bugüne kadar bu yaştaki gördüğüm en iyi oyuncu. Bu kadar genç olmasına rağmen bu kadar iyi olması inanılmaz. Novak da hala gayet iyi durumda ve özellikle de iki yıldır burada olmadığı için özlenmiş durumda. Burada, herkes bir Amerikalının büyük bir çıkış yapmasını istiyor ve böyle bir şey olmadığı için Novak ve Alcaraz’ı görmek istiyorlar. Yani enfes bir hikaye var ortada: Genç bir süper yıldıza karşı tarihin en büyüğü. Son dönemki buluşmaları müthiş maçlara sahne oldu. Onları tekrar izlemek isteyen pek çok insan tanıyorum ve ben de onlardan birisiyim.”
“REKOR MESELE DEĞİL”
Toplamda yirmi üç grand slam kupasıyla Djokovic’in, Margaret Court’un tüm zamanlar rekorunu kırmaya çok yaklaştığını hatırlattığımız McEnroe, bunun çok da önemli olmadığını belirterek, gerekçesini şöyle açıklıyor: “Novak için endişelenmiyorum, bence gayet iyi gidiyor. Bu başka bir zaman, tarihte başka bir konum. Ona meydan okuyan daha fazla genç görmeyi tercih ederim. Djokovic bu oyun için çok şey yaptı, o inanılmaz. Herkesin çoktan kendisinden tüm zamanların en iyisi olarak bahsettiği bir konumda, bu rekor artık mesele değil.”
“3-4 YIL DAHA OYNAR”
John McEnroe’ye göre Ohio’daki Cincinnati finalinde havanın çok sıcak olmasına karşın otuz altı yaşındaki tenisçi muazzam bir direnç ortaya koydu: “O sıcakta bir yolunu buldu ve müthiş bir iş çıkardı. Bu yaşta bu kadar iyi olması inanılmaz. Görünüşüne bakılırsa, böyle giderse 3-4 yıl daha oynamaya devam eder gibi görünüyor.”
“Türkiye’de daha önce hiç bulunmadım ama gelmeyi isterdim. Dürüst olmak gerekirse Türkiye’de gerçekleşen tenis turnuvalarına pek aşina değilim. Kadınlarda bir nebze daha büyük turnuvaların yapıldığını, onun bir altında erkekler tenisindeki organizasyonaların gerçekleştirildiğini biliyorum. Benim tenis oynadığım dönemin turnuvaları da olmadığı için bu etkinlikleri uzaktan seyretmekle yetindim. Ancak şunu söyleyebilirim ki tenis evrensel bir spor ve bana göre dünya çapında yaygın bir oyun. Türkiye de büyük bir ülke. Dolayısıyla büyük tenis turnuvaları Türkiye’ye yakışır gibi geliyor bana.”
TENİS MABEDİ
Amerika Açık’ın merkez kortu, türünde dünyanın en büyüğü olma özelliğini taşıyor ve stadyum olarak adlandırılıyor. Arthur Ashe Stadyumu, 23 bin seyirci kapasitesine sahip ve açılır-kapanır tavanlı çatıyı barındırıyor. 1997’de kapılarını açan New York’taki bu tenis mabedi, yirmi altı yıldır dördüncü grand slami özel kılan unsurlardan biri şüphesiz.
John McEnroe, kendisi gibi eski bir ABD Açık şampiyonu olan Mats Wilander ile birlikte turnuva boyunca yorumlarıyla ekranda olacak. Dev turnuva yarından itibaren Eurosport tarafından canlı yayınlarla izleyicilerle buluşurken, iki tenis efsanesi de analizlerini tenisseverlerle paylaşacak. Alex Corretja, Barbara Schett, Justine Henin gibi isimler de onlara eşlik edecek. Discovery+ ve Eurosport uygulaması üzerinden de tüm maçlar 234 saat canlı şekilde tüm detaylarıyla takip edilebilecek.
FİNALDE BULUŞUYORLAR
Tek erkekler bir numarası Alcaraz ile iki numaralı seribaşı Novak Djokovic, en erken finalde eşleşebilecekler. Sırp raketin final yolu, genç İspanyol’a göre biraz daha rahat olarak değerlendiriliyor.
Turnuvanın bir numaralı seribaşı Carlos Alcaraz ilk turda Alman tenisçi dünya 78 numarası Dominik Koepfer’in karşısına çıkacak. Turnuvanın iki numaralı seribaşı Novak Djokovic ise ilk turda, dünya 85 numarası Fransız raket Alexandre Müller ile karşı karşıya gelecek.
Her iki tenisçi farklı kulvarlardan ilerledikleri için erken turlarda birbirleri ile karşılaşma ihtimalleri bulunmuyor. Her ikisi de elenmeden sonuna kadar gitmeleri durumunda, en erken buluşacakları yer olan finalde Alcaraz-Djokovic kapışmasına tanık olabileceğiz.
İspanyol raketin çeyrek finalde altı numara Sinner ya da on iki numara Zverev ve yarı finalde üç numaralı seribaşı Medvedev ile karşılaşma olasılıkları bulunuyor. Çeyrek finalde yedi numara Tsitsipas, yarı finalde dört numara Rune ya da beş numara Ruud ise Sırp raketin olası rakipleri arasında görünüyor.
Tek kadınlarda ise bir numara Swiatek, birinci turda İsveçli Peterson; iki numara Sabalenka, Belçikalı Zanevska ile eşleşti.
YOKLUĞUNDA BÜYÜDÜ
Novak Djokovic geçen yılı pas geçmesinin ardından, New York’ta iki sene sonra korta çıkacak. Pandemi sürecinde aşı ile ilgili tutumundan dolayı bir çok turnuvaya katılamayan Sırp raket, ABD Açık’ta da geçen seneyi pas geçti. Onun yokluğunda 2022 Amerika Açık, finalde Casper Ruud’u yenen Carlos Alcaraz’ın ilk grand slam zaferini elde etmesi ve kendisini dünyaya tanıtmasıyla sonlandı.
Teklerde 3’ü ABD Açık’ta olmak üzere 23 grand slam şampiyonluğu bulunan Novak Djokovic, bu seneki Avustralya Açık ve Roland Garros’ta da mutlu sona ulaştı.
New York’taki turnuvada bu sene toplamda 65 milyon dolarlık ödül parası dağıtılacak. Bir önceki senenin 60 milyonuyla karşılaştırınca bu kez yüzde 8’lik bir artış gerçekleşti. ABD Açık’ta hem kadınlar hem de erkeklerde tekler şampiyonu 3 milyon dolar, finalist ise 1.5 milyon dolarlık ödülün sahibi olacak. Bu da bir önceki yıldaki 2.6 milyona göre yüzde 15’lik bir yükselişe karşılık geliyor. Kadınlar ve erkeklere eşit ödül parasına geçiş yapan ilk grand slam olan ABD Açık, eşit ödül para politikasının ellinci yıl dönümünü kutluyor.
Kanadalı güzel tenisçi Eugene Bouchard, Cincinnati Masters finalinde izlediği Novak Djokovic’e hayran kaldı. Bouchard sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Bu maçı çevirip kazandığına inanamıyorum. İkinci sette pek iyi görünmüyordu, yüzü kızarmıştı, maçtan çekileceğini düşündüm. Bu gerçekten inanılmaz. Sporda insani sınırları zorladı” diye yazdı.